5 Kasım 2010 Cuma

hmph.

What would you do to hold your wife again, to feel the warmth of her skin, to taste her lips, would you kill?

demiş Batiatus.

28 Ekim 2010 Perşembe

dat ass.

sevgili blog, seni çok ihmal ettiğimin farkındayım. "bu öncekiler gibi olmayacak, götüm yırtılana kadar devam edicem" demiştim açarken ama bi şeye çabuk heveslendiğim gibi hevesimi de çabuk alabiliyorum aynı zamanda. belki devam ederim, belki taşaklarımı serip anime izlerim, orası benim sikimin keyfine kalmış. ha bi de yazacak konu bulamıyorum amk ya. daha doğrusu buluyorum ama konudan bahsederken meseleyi dallanıp budaklandıramıyorum işte sorun orada. yazım tekniklerimi geliştirmem gerek, ilkokul 3'te yazdığım gibi yazıyorum hala lan.

beni merak etme diye uğrayıp bi şeyler çiziktireyim dedim sadece. bu aralar fena değilim ama dersleri çok boşladım, sonra götüm tutuşmasın diye şimdiden ufak ufak ders çalışmaya başlamam gerek. bi de alkole zam gelmiş amına koyim ya. vodka desen uçmuş, rakı da öyle. viskiye zaten para yetmiyo. napalım amk elma üzüm falan mı yiyelim? sigarayı bıraktım zaten, şimdi de içkiyi bıraktıracaklar. yarra yering.

bu arada fark ettim ki "bunu yazıyım, şunu da ekliyim lan" diyerek başladığım yazılar hep hüsranla sonuçlanırken öylesine çiziktirmek için yazdığım bu yazıda yardırıyorum resmen. gerçi ben olsam yine okumazdım o ayrı.

sadece "hala buralardayım akıllı olun" mesajını vermek için uğrayıp karaladım burayı. ve batarken güneş ardında tepelerin, geldi veda zamanı teletabilerin. hadi bakim.



bu da hediyem olsun.

23 Ekim 2010 Cumartesi

sigara.

geçen gün beden eğitimi dersinde maç yaparken (evet liselerde hala beden eğitimi dersi var ve beden diye kısaltmak varken neden uzun uzun beden eğitimi dersi yazdığımı bilmiyorum.) fark ettim ki bu sigara cidden ciğerlerimi sikmiş. 10 dakika koştuysam 20 dakika dinlendim amına koyim ya.

sigaraya da o'nun gazıyla başladım zaten. sigara içmeye başlamıştı o da ve benim de saçma kısıtlamalara boyun eğmeyen biri olmamı istemediğini söylemişti. neyse o konulara girmeyeyim tatsız anılar falan.

uzun zaman içmedim ama içtiğim sürede de sigarayla bi tanju okan samimiyeti kurmadım değil. içkiyle zaten iyice enseye şaplak göte parmak, hatta enseye tokmak göte kol gibi yavşak durumlara girdim ama o konuları şimdi anlatmak istemiyorum. bi ara kafama eserse onu da yazarım.

sigaraya ilk başladığımda bir dalla kafayı bulduğumu hatırlıyorum. beyne oksijen gitmediğinden olsa gerek. o zamanlar hoşuma gitmiyordu ama şimdi özlüyorum o hissi. sanırım yine 10 tane arka arkaya içersem yakalayabilirim o hissi ama o da olmaz. hem götüm yemiyor, hem de sigaram, çakmağım ve param bitti, hem de sigarayı bıraktım. sigarayı sarhoşken bırakmam da ayrı bi olay zaten.

sigarayı bırakmamın asıl sebebi en yakın arkadaşlarım. sarhoş kafayla yemin ettim onlara bi daha içmeyeceğime dair; ama sonra onlardan birinin yanında püfür püfür içtim, hatta son sigaramı da ona verdim. ama kırıp attı piç -ki bu sigaramı kıran piç üç gün sonra gelip "abi sigaraya başlıcam ben yaaee" dedi. onu oracıkta siktim ve arkama dönüp bakmadım bile.- sonra oradaki bekçi dayı 'hadi abim burası bekleme yeri değil' diyerek uzaklaştırdı bizi. sigarayı da orada bıraktım aslında. (hayır bekçi abiyle alakası yok.)

hayatı 12 yaşında çözmüş bebeler gibi konuşmak da istemiyorum ama bu hayat da sigarasız çekilmiyor cidden. sinirliyken, moralim bozukken kafamı dağıtmasını özledim. dumanını çekerken ucundan biraz daha kısalışını izlemeyi özledim. dumanını üfleyip (halka yapamıyorum amına koyim ya) 'pıt pıt' hareketiyle vurarak külünü dökmeyi özledim. dökülen külün rüzgarla üzerime gelip yapışmasını hatta onları 'hassktir' diyerek üzerimden atmayı bile özledim lan manyak mıyım neyim. 


neyse işte, bi yazının daha sonuna geldim. niye geldim? sikimin keyfine. bunu demeyi de çok seviyorum lan öyle böyle değil. ama sonları hiç bağlayamıyorum amk. piç gibi kalıyo yazı. neyse koy götüne ya okuyan mı var sanki.

21 Ekim 2010 Perşembe

eski sevgili.

bugün eski sevgilimden bahsedicem. kimse blogu takip etmediği için "ay kafanızı sikmedim umarıaam" gibi bi derdim de yok, o yüzden taşakları seriyorum. ileride blogu halka açarsam sanırım silerim bu yazıyı.

kendisiyle şimdilerde yöneticileriyle kavgalı olduğum bi forumda tanıştık. o inanılmaz sikindirik sitede nasıl aylarca kalabilmişim hala inanamıyorum zaten. neyse şimdi konumuz o değil, konumuz eski sevgilim. tanıştığımız zamanlarda "ileride bu kız senin manitan olacak" deseydiniz "siktir yarram" derdim ben de. benden 3 yaş büyük sonuçta ve taa istanbul'da olduğu için internet üzerinden aşk yaşamak zorundaydık. internet üzerinden aşk gibi şeylere de kesinlikle karşıydım o zamanlar. hala da karşıyım gerçi. ama o başkaydı be. neyse konuya geri döneyim.

ben sitenin yöneticisini göt edip siteden atıldım bir ara. sanırım o olaydan sonra beni başka birinin msniyle karıştırıp ekledi, bundan sonra da muhabbetimiz ilerledi işte. cinsel konulardan falan bahsetmeye başladık. başta tek amacım osbire malzeme çıkarmaktı, arada da "kimse almazsa ben alırım seni ehe ehe" tarzı salak muhabbetlere falan girerken ne oldu nasıl oldu hiç anlamadan biz bununla karambole sevgili olduk. ben salak gibi ona facebook'umu, cep telefon numaramı ve hatta ev adresimi bile verdim. ama benim tek bildiğim onun adıydı. güzel, beyaz tenli, büyük göğüslü olduğunu iddia ediyodu ama doğru düzgün bi fotoğrafını bile göremedim kızın, buna rağmen öküz gibi aşık oldum kıza. ne safmışım ulan görmediğim kıza aşık olmuşum yahu. cidden akıl yokmuş bende.

arada telefon kulübelerinden arıyordu beni konuşuyorduk. sesinden kilolu ve geniz eti sorununa sahip olduğu çıkarımını yapmıştım ama bunu hiç söylemedim ona, konduramadım çünkü. bi gün msn'de babasından dayak yediğini ve muhtemelen internetinin kaldırılacağını, ben üniversitede İstanbul'a gelene kadar görüşemeyeceğimizi anlattı. benim götüm tutuştu ve o tutuşmayla hayatımın en büyük salaklığını yaparak evlenme teklifi ettim. ulan 17 yaşındasın, liselisin, ergensin. vay kafanı sikeyim ya. o da başta naza çekti ama sonradan kabul etti. dünyalar benim olmuştu o zaman. şimdi benim için sadece gülünç bi anı olması ne acı.

defalarca ayrılıp barıştık, her barıştığımızda daha da çok bağlandım ona. işte en büyük mallığı bu noktada yaptım; genellikle kadınlar daha çok bağlanır erkek sikine takmaz ama bizde tam tersiydi. ben ona yaklaşmaya çalışırken o benden uzaklaşıyordu. internet üzerindendi ama aşık olmuştum işte aşktan gözüm bişey görmüyodu ki. zaman makinesi icat edicem sırf geçmişe gidip o kafamı sikebilmek için.


bi gün bana "artık sana karşı hiçbişey hissetmiyorum" dedi. kaldı mı dohuz? şaka lan şaka sokayım dohuza. kaldım mı göt gibi ortada? elimde mailleri ve blog adresi dışında hiçbir şey yoktu. bir ara blogunda belli ki birilerine ithaf ettiiği bir yazı gördüm, üstüme alındım mal gibi ve bunun üye olduğu sitelerden birine gidip "kime yazdın bunu" içerikli bi mesaj attım buna. ama mesaj da çok rezildi be, hatırladıkça yatağın altına saklanasım geliyo. o da "seni ilgilendirmez" gibisinden bişey yazdı. ondan sonra blogunu da ziyaretçilere kapadı zaten. kaldım mı ikinci kez göt gibi ortada? kaldım amına koyim.

böyle işte. bugün bu noktadaysam (ki bu nokta sıfırın altında bi yerlerde) hepsi onun yüzünden. sanırım kurgularına malzeme çıkarmak için takıldı benimle sonra sıkılınca da bitirdi her şeyi.

peki bunu size niye anlattım? aslında blogumu takip eden kimse yok niye kendi kendime gelin güvey oluyosam. o zaman soruyu şöyle değiştireyim, böyle kırmançi bi yazıyı niye yazdım? sikimin keyfine. pucca vs. gibi güzel yazamıyorum, konuyu uzatmak da istemiyordum ama at siki uzunluğunda yazmışım yine. hatta bu yazdıklarımı şöyle bi gözden geçirdim "lan ne sikindirik yazmışım ben olsam okumazdım" dedim. ama sanat yapmıyoruz burda o yüzden koy götüne gitsin.

piçler için özet: eski sevgilim hayatımı sikti.

20 Ekim 2010 Çarşamba

learn to fly.

böyle bi blog açtım ama şimdilik kimseyle paylaşmayı düşünmüyorum.yalnızca davetlilere açık hale de getirmedim. neden? Sikimin keyfine işte. denk gelen varsa kafasına göre okusun. ama böyle de olmaz lan kendimle ilgili ipucu falan vereyim bari heyecanlı olur. antalyalıyım, liseliyim ve ergenim. sivilcelerim falan var böyle. pek ipucu gibi olmadı ama neyse siktir et artık kimse görmeyecek zaten burayı ilk etapta. etap neyse artık entel gibi oldum iyice.

şimdilik buranın online günlük gibi bir şey olmasını planlıyorum, arada konudan sapabilirim. daha öncekiler gibi olmayacak burası ciddi ciddi yazmam gerek artık. yaşıtlarım kendi bloglarında yardırıyolar, ben de ergenlik anılarımı yazmak istiyorum lan. hele "o"nun da böyle bi blogu olduğunu gördüğüm an kesin açmam gerektiğini düşündüm. yeter amk. Oh böyle küfredebilmek ne güzel lan diğer bloglarda etmiyordum bi gören olur diye. amk amk amk amk şimdi dağılın.

rahat olun, akıllı olun, her şeyden önemlisi terbiyeli olun.

not 1: metallica'nın whiskey in the jar cover'ını seviyorum evet. her ne kadar itin götüne sokulsa da.
not 2: rap de dinliyorum lan ben. hem de Türkçe. ya evet.